Quantcast
Channel: Girişim Haber - Etkinlik
Viewing all 513 articles
Browse latest View live

Yeni Nesil Marketler Müşterisini Tanıyıp Ürünlerini Konuşturacak!

$
0
0

Hayatımızın her alanına giren teknoloji, her gün milyonlarca tüketiciyi ağırlayan marketlerin de geleceğini belirleyecek. Türkiye Perakendeciler Federasyonu tarafından “Dönüşümü Başlat, Geleceği Kazan” teması çerçevesinde “Teknoloji” konusuyla düzenlenen ve 7’nci kez kapılarını aralayan YZB 2015, büyük bir teknoloji dönüşümüne de ev sahipliği yaptı.

YZB 2015’te, organize perakendenin en önemli halkası olan yerel zincir marketlerin geleceğini şekillendirecek ve daha eğlenceli alışveriş olanağı sunacak teknolojiler katılımcılara tanıtıldı. Yerli ve yabancı şirketlerin uzman isimleri tarafından tanıtılan yazılım, donanım ve yeni nesil akıllı market ekipmanları, katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü.

YZB 2015’te 400 metrekare alana kurgulanan ‘Geleceğin Marketi’nde, ilk kez görücüye çıkan ve önümüzdeki dönemde kullanılmaya başlanacak olan yeni nesil akıllı market ekipmanlarının, önümüzdeki 3 yıl içinde ülke genelinde kullanılmaya başlanması öngörülüyor. Alışverişi kolaylaştırarak, tüketicilerin daha hızlı alışveriş yapmalarına olanak tanıyacak akıllı marketler, sahip oldukları teknolojiler sayesinde büyük enerji tasarrufu sağlayarak, çevreci olacak.

Market, Tüketiciyi Rafa Yönlendirecek

Alışveriş alışkanlıklarını değiştirecek olan akıllı marketlerde ürünler, teknolojik raflar sayesinde tüketicisine tazeliğini simgelerle gösterirken, tazeliğini yitiren ürünler, “Artık taze değilim” simgesiyle kullanıcısını uyaracak. Öte yandan yeni nesil marketler, müşterisini daha marketten içeri girmeden tanıyacak. Bu sayede tüketicinin ilgisine göre raflar uyarılarda bulunarak, indirimde olan ürünlere yönlendirebilecek. Ayrıca marketlerde kullanılacak “Karekod” uygulaması ile ürünler tüketicilerine alerjen olup, olmadığını söyleyecek.

Üzerine konulan meyve-sebze dahil ürününü tanıyan tartı ise, tüketiciye ürün hakkında fiyat da dahil olmak üzere detaylı bilgi paylaşırken, akıllı alışveriş arabaları alışverişlerde toplam fiyatı gösterecek. İndirimi göstererek tüketiciyi ilgi alanına göre yönlendiren ekipmanlar, kasiyersiz kasalar gibi yenilikler sayesinde, gelecekte yeni bir alışveriş dönemi başlayacak.

Hollogram Teknolojisi Markette Kullanılacak

YZB 2015’teki ‘Geleceğin Marketi’ bölümünde ilgi çeken diğer bir yenilik ise, ürün tanıtımlarını gerçekleştiren hollogram sunucular oldu. Satın alma süreçlerini büyük ölçüde artıran teknoloji sayesinde müşterisini algılayan hollogram uygulaması, etrafındaki tanımlı ürünleri anlatıyor.

YZB 2015 hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.yerelzincirlerbulusuyor.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi gıda sektöründe faal perakendeci, üretici ve tedarikçi okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


Perakende Dehaları: Beş Duyuya Hitap Edin, Mavi Olun, Çocukları Önemseyin!

$
0
0

Türkiye Perakendeciler Federasyonu tarafından Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen ve “Dönüşümü Başlat, Geleceği Kazan” temasıyla yedinci kez kapılarını açan Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) Konferansı, dünya çapında alışveriş davranışları üzerine yaptığı araştırmaları ve kitaplarıyla tanınan Envirosell danışmanlık şirketinin kurucusu ve CEO’su Paco Underhill’i ağırladı.

30 yıldır tüketici davranışlarını araştıran Underhill, dünyada satın alma alışkanlıklarının değiştiğini ve gelecekte, beş duyuya hitap edebilen mağazaların başarılı olabileceğini söyledi. Paco Underhill; “İnsanların hislerine ve tüm duyularına hitap edebilmek önemli. Örneğin bebek mamalarının veya bebek ürünlerinin satıldığı reyonlarda bebek seslerinin veya çocukların oyun oynarken çıkardığı seslerin kullanılması, kişisel bakım ürünlerinin satıldığı reyonda su sesinin dinletilmesi tüketicilerin daha çok ilgisini çekecektir” dedi.

Erkeklerin yönettiği, erkeklerin tasarladığı ama kadınların aldığı bir sektördeyiz. Bunun doğru işlemesini istiyorsak kadınları anlamalıyız” ifadesini kullanan Underhill, şöyle konuştu: “Mağazalarımızı kendi istediğimiz gibi değil, kadınların rahat edeceği şekilde, onların istediği gibi dizayn etmek zorundayız. Tüketiciler için en değerli konu zaman. Onlara hem zaman kazandırmak hem de zevkli bir alışveriş deneyimi yaşatmak zorundasınız. Keyifli olması beklenen bir şeyi hızlı yapmak zordur. Perakendecilerin işi bu yüzden günümüzde daha da zor.

Bir kadına ürün satacaksanız bunu bir erkeğin boyuna uygun rafa koyamazsınız” diyen Underhill; “Bir erkeğin de bir kadın gibi alışveriş yapmasını bekleyemezsiniz. Kadınlara detay sunmanız gerekir, erkeğe ise pratik şekilde fayda göstermelisiniz. Bunun için hem kadının hem erkeğin kullanabileceği dizaynlar gerekiyor” diye konuştu. Alışverişlerde çocuk faktörünü de unutmamak gerektiğini vurgulayan Underhill; “Çocuklar alışverişlerde belirleyicidir. Müşteriyi mağazada uzun tutabilirseniz, ona daha çok ürün satarsınız. Ancak müşterinin çocuğu sıkılırsa, onu mağazada tutmanız mümkün değil. Çocuğu mağazada tutmak istiyorsanız ona bir şeyler sunmalısınız. Onu eğlendirmek yetmez. Onu da bir müşteri olarak görmeniz gerekir” şeklinde konuştu.

“Artık Yeşil Yetmeyecek, Mavi de Olmak Gerekir”

Weiner, Edrich, Brown Inc. Başkan Yardımcıları Erica Orange ve Jared Weiner ise, YZB 2015’te, gelecekte perakende sektörünü etkileyecek gelişmeleri aktardı. “Gelecek Şimdi Başlıyor” başlıklı oturumda Erica Orange, şunları söyledi: “Sürdürülebilirliğe, çevreye ve topluma önem veren, değer katan çalışmalar, tüketici beklentileri arasında üst sıralara yükseldi. Bir şirketin ‘yeşil’ olması şirkete prestij kazandırıyor. Bir de ‘mavi’ olmak var ki bu, çevreye saygı duymanın ötesine geçerek, bütün iş süreçlerini, ofislerini, depolarını çevreyle dost hale getirmek anlamına geliyor.

Gelecekte internet ticaretinin daha etkileşimli hale geleceğini, artırılmış gerçeklik uygulamaları ile ürünlerin dijital olarak test etmenin, hatta koklamanın mümkün olacağını kaydeden Orange; “Uzak gelecekte ise 3 boyutlu printerlar ile gıda ürünleri basılabilir hale gelecek. O dönemde perakendeciler gıda değil, gıda kartuşu satacak” diye konuştu.

Jared Weiner ise; “Gelecekte sadece telefonlar veya tabletler değil herşey internete bağlı olacak. Hayat standardı yükseldikçe e-ticaret daha da yaygınlaşacak. Artık hem ürünler hem de perakendeciler için sadakat sağlamak daha zor hale geliyor. Sürdürülebilirlik sadakati sağlamak adına önemli, bir diğer önemli olgu ise diğer insanlar tarafından beğenilme ve takdir edilme olacak” dedi.

Yıldız Holding Dijital Pazarlama Direktörü Nevgül Anbarlılar ise, yaptığı konuşmada, dijitaldeki başarı kriterlerinin her geçen gün değiştiğini belirterek; “Tüketiciler, siz sosyal medyada var olun ya da var olmayın kesinlikle sizi konuşuyor. Sürekli sizin hakkınızda bir şeyler söylüyor. Tüketicilerin söyledikleri şeyler, sizin reklamlarda söylediğiniz söylemlerden çok daha etkili oluyor” dedi. Sosyal medyanın, tüketicilerin nabzını tutmak adına çok önemli bir mecra olduğunu belirten Anbarlılar, şöyle devam etti: “Türkiye’de 35 milyon facebook kullanıcısı var. Siz eğer bunu iyi kullanabilir ve özellikle şikayetleri bir skora çevirebilirseniz, kazanan oluyorsunuz. Sosyal medya mecralarıyla tüketiciye temas etmiş oluyorsunuz. İnsanların sizinle konuşabilmesine imkan sağlıyor. Hesaplarınızı kontrol etmek, geri dönüşler yapmak zor fakat gerekli.

Yerel Zincirler Buluşuyor (YZB) Konferansı hakkında daha detaylı bilgi edinmek istersenizwww.yerelzincirlerbulusuyor.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Haberimizi perakendeciler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

Girişimciler ve Mentorler: Startup Mentor Türkiye 5 Mayıs'ta Sizleri Bekliyor!

$
0
0

Startup Mentor Türkiye, gerçek bir firması veya çalışan bir ürün ya da servisi olan girişimcileri alanlarında deneyimli mentorlarla 5 Mayıs 2015 tarihinde Ankara Sanayi Odası’nda buluşturuyor.

Temel hedefi Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini desteklemek ve geliştirmek olan Startup Mentor Türkiye Programı, girişimcileri tecrübeli mentorlarla buluşturarak gelişmelerine imkan yaratmayı amaçlayan bir girişim. Startupların birçok ortak sorununa yardımcı olabilecek ulusal ve/veya uluslararası deneyime sahip nitelikli mentorları daha görünür kılmak, yatırım yapılabilir startup sayısını arttırabilmek, ve birçok açıdan sınırlı kapasitesi olan Startupların gelişmelerine katkı sağlayabilmek için, ‘bilgi’, ‘deneyim’ ve ‘network’ sağlayabilecek mentorlarla girişimcileri “ücretsiz” buluşturan bir program.

SMT Programı, özel sektör, sivil toplum, akademi, yatırımcı ekosistemi ve akredite iş melekleri  ağlarından oluşan geniş bir listenin partnerliğinde gerçekleştirilmekte.

Startup Mentor Türkiye Programı

Başvurular arasından 20 girişimin seçileceği ve eşleştirildikleri mentorlar ile çalışmalara başlayacağı Startup Mentor Turkey programı kapsamında‘1 gün bootcamp’ ve ‘4 ay mentorluk desteği’ sağlanacak.

Startup Mentor Türkiye (5 Mayıs 2015)
Kapalı Oturumlar
09.00-10.00Kayıt (*Girişimciler için)
09.00-10.30Girişimci Eğitimi
10.30-10.45 Kahve Arası (& Kayıt * Mentorlar için)
10.45-11.30Mentor Eğitimi Bootcamp
11.30-11.45Açılış ve Program Tanıtımı
11.45-12.15Seçilen Startupların Tanıtımı
12.15-12.45Mentorların Eşleşmeleri Açıklamaları
12.45-13.30Eşleşen Startup ve Mentorların B2B Görüşmeleri
* Kapalı Oturumlar: Sadece seçilen girişimcilerin ve mentoruların katılacağı oturumlar
Yatırımcı Sunumları / Demoday
13.30-13.45Açılış ve Program Sunumu
13.45-15.002014 Sınıfının Yatırımcı Sunumları ve Yatırımcı Geribildirimleri
15.00-15.15Kahve Arası
15.15-16.302014 Sınıfının Yatırımcı Sunumları ve Yatırımcı Geribildirimleri (Devam)
16.30-17.30 Kapanış & Networking
** Bu oturumda mentorların ve seçilen startup’ların yatırımcı sunumları gerçekleştirilecek ve etkinlik diğer katılımcılara açık olacak.

Başvuru Tarihi ve Koşulları

-Startup Başvurusu:

Gerçek bir firması - çalışan bir ürün ya da servisleri olan ve - en az 2 veya daha fazla full-time ortak ya da çalışana sahip - startup'lar, 28 Nisan 2015 tarihine kadar başvuru işlemlerini buradan gerçekleştirebilirler.

-Mentor Başvurusu:

Üniversite-sanayi işbirliğine katkı sağlayan ‘akademik mentorlar’ - 10+ yıl sektör-bazlı deneyime sahip ‘profesyonel mentorlar’ - En az 2 girişim kurma ve yönetme tecrübesine sahip ‘girişimci mentorlar’ - Lisanslı iş melekleri, yatırımcılar ,risk sermayesi veya fon yöneticileri olan ‘yatırımcı mentorlar’ arasından eşleştirildiği girişimci ile Mayıs-Agustos 2015 döneminde en az iki haftada bir, birebir mentorluk seansları yapabilecek gönüllü kişiler, 20 Nisan 2015 tarihine kadar başvuru işlemlerini buradan gerçekleştirebilirler.

    Startup Mentor Turkey programı  hakkkında daha detaylı bilgi ve başvuru içinwww.startupmentorturkey.com web adresini ziyaret edebilir, Ankara Sanayi Odası'nda gerçekleştirilecek Yatırımcı Sunumlarını ise 5 Mayıs 2015 Salı günü 13.30'da buradan izleyebilirsiniz.

    Haberimizi girişimci okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

    Startup Grind Etkinliklerinin Nisan Konuğu: Ali Servet Eyüpoğlu

    $
    0
    0

    Dünyanın 55 ülkesinde ve 100’den fazla şehirde girişimcileri buluşturan ve 100 bin girişimci üyesi olan Startup Grind, Türkiye etkinliklerine devam ediyor. Bu ayki etkinliğin konuğu Ali Servet Eyüboğlu olacak.

    Google’ın sponsor olduğu Startup Grind, düzenlendiği etkinliklerle o bölgedeki girişimcilik ekosistemini güçlendirmeyi ve büyütmeyi amaçlıyor. Girişimcileri ve yatırımcıları tecrübe paylaşımı için biraraya getiriyor.

    Yeni dönemde Startup Grind İstanbul’un direktörlüğünü üstelenen Can Kağıtçıbaşı‘dan aldığımız bilgilere göre Mekanist'in KurucusuAli Servet Eyüboğlu girişimcilerle buluşacak. Katılacağı söyleşide hem tecrübelerini paylaşacak hem de merak edilen soruları cevaplayacak.

    Startup Grind, Türkiye Program Takvimi

    28 Nisan 2015 Salı günü 18:00-21:00 saatlerinde Ali Servet Eyüboğlu konuk olduğu etkinlikte;

    18:00 - 19:00Networking and Food
    19:00 - 20:00Fireside Chat
    20:00 - 21:00Networking

    Ayrıca katılımcılar ile girişimciler ile biraraya gelerek tanışma fırsatını elde edecekler.

    Unutmayın, etkinlik 28 Nisan 2015 Salı günü Koç Üniversitesi'nin İstiklal Caddesi ANAMED Araştırma Merkezi’nde (Merkez Han) düzenlenecek ve etkinliğe katılım sınırlı sayıda olacak.

    Ali Servet Eyüboğlu'un konuk olacağı Startup Grind, Türkiye etkinlikleri hakkında daha detaylı bilgi edinmek istersenizwww.startupgrind.com web adresini ziyaret edebilir, kayıt işlemlerini ise buradangerçekleştirebilirsiniz.

    Haberimizi ekosistemimizdeki tüm girişimci okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

    III. Gıda Ar-Ge Proje Pazarı’nda Ödüller Sahiplerini Buldu!

    $
    0
    0

    Tarım sektöründe ihtiyaç duyulan, yenilikçi, özgün, yaratıcı proje ve fikirlerin teşviki amacıyla bu yıl üçüncü kez düzenlenen EİB Gıda Ar-Ge Proje Pazarı’na Türkiye genelinde toplam 450 başvuru yapıldı.

    Ambalaj, baharat, biyoteknoloji, et, gıda, gıda işletme, hububat, kuru meyve sebze, şeker, su, süt, tarım, yağ, yaş, yem, zeytin ve diğer olmak üzere farklı kategorilerde değerlendirilen projeler arasından 179 proje yarışmaya uygun bulunarak seçildi. En yüksek oy alan 60 proje ise 21-22 Nisan 2015 tarihlerinde Swissotel’de sergileniyor.

    Zeytinyağı üretim atığından üretilen ve doğada kendiliğinden yok olan biyobozunur gıda ambalajından, meyve ve sebze tozları ile antioksidan aktivitesi arttırılmış çikolataya kadar birçok yenilikçi ve özgün projenin sergilendiği etkinlikte 21 Nisan akşamı ilk üç dereceye giren projeler açıklandı.

    Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Sabri Ünlütürk ile Gıda Ar-Ge Proje Pazarı Yürütme Kurulu Başkanı Birol Celep tarafından ödülleri verilen projeler şu şekilde sıralandı;

    • 15 bin TL’lık birincilik ödülünü Ege Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Temel Eczacılık Bilimleri Bölümü, Analitik Kimya Anabilim Dalı’ndan Ece Ekşin, Gülşah Çongur ve Arzum Erdem Gürsan gıdalarda glütenin elektrokimyasal tayinine yönelik kullan-at sensör teknolojisi projesi ile kazandı. 
    • 10 bin TL’lık ikincilik ödülü Necmettin Erbakan Üniversitesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Mustafa Kürşat Demir’e ısıl olmayan teknolojiler ile buğday rüşeymi stabilizasyonu projesi ile gitti.
    • 7 bin 500 TL’lık üçüncülük ödülünün sahibi ise Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Aykut Önder Barazi ve Bengisu Erşan’ın birlikte hazırladığı erimeyen lokum dondurması projesinin oldu.

    Ayrıca üç projeye 1 bin 500 TL’lık mansiyon ödülü verilirken, İzmir’li iki lise öğrencisi de yarışmanın en genç katılımcıları olarak yaratıcı fikirleri ile özel ödüllere sahip oldu.

    TİM Başkanı Mehmet Büyükekşiödül töreninde yaptığı açılış konuşmada; “Tüm dünyada şehirlerde yaşayan nüfus oranının ve büyük metropollerin sayısının hızla artmasıyla birlikte, küresel gıda talebi ve birim tüketim giderek artıyor. Nanoteknoloji gibi yeni teknolojiler gıda alışverişi alışkanlıklarını kökten değiştiriyor. Bu anlamda farklı ürün talebine cevap verebilmek için yenilikçi üretim teknikleri geliştiriliyor. Türkiye gerek coğrafi konumu gerek sahip olduğu iklim ve toprak koşulları ile gıda üretimi açısından büyük avantajlara sahip. Bu avantajları kullanan bazı firmalarımız dünya markası olurken, bazı firmalarımız da dünya markalarını satın alarak Türk markası yapıyor. Sektör yeni atılımlarla ilerliyor” dedi.

    Gıda sektöründe 2023 yılı hedefinin 55 milyar olduğunu belirten Mehmet Büyükekşi; “Bu hedeflere ulaşmak için gıda sektörümüzün geleneksel düşünce tarzını aşıp, inovasyondan daha fazla yararlanması gerektiğine inanıyoruz. Hepinizin bildiği gibi biz TİM olarak “inovasyona” özel önem veriyoruz ve bu konuda birçok çalışma yapıyoruz. Son dönemde üzerinde büyük önemle durduğumuz “2023 İnovasyon Stratejisi”nin belirlenmesini tamamlamak üzereyiz. Bu projede tüm sektörlerimizin “inovasyon yol haritalarını” çıkarıyoruz. Gıda sektöründe inovasyon olmazsa olmaz. 2012 yılında ilkini düzenlediğimiz proje pazarından çıkan “balık pullarını değerlendirme fikrini” birincilikle ödüllendirdik. Bu fikir, TÜBİTAK desteğiyle gıda jelatinine dönüştü. Türkiye’de ilk defa balık pulundan gıda jelatini üretildi ve proje, sektörde taşları yerinden oynattı. III. Gıda Ar-Ge Proje Pazarında sergilenen 60 projenin de sektöre soluk getireceğine inanıyoruz.” diyerek sözlerine son verdi.

    III. Gıda Ar-Ge Proje Pazarı’nın ikinci gününde projelerin sergilenmesi devam ederken; Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’nden Prof. Dr. Uygun Aksoy moderatörlüğünde Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük ve Pınar Enstitüsü Direktörü Ümit Savcıgil’in konuşamacı olarak katılacağı “Başarı Öyküleri” konulu bir panel de gerçekleştirilecek.

    Haberimizi gıda sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

    Yapı Sektöründe İş Fırsatları İçin 38. Yapı Fuarı Turkeybuild Kapılarını Açtı!

    $
    0
    0

    YEM Fuarcılık tarafından düzenlenen, dünyanın en büyük beş yapı fuarından biri olan ve “Türkiye’nin de içinde bulunduğu Balkanlar, BDT ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bölgenin en büyük yapı malzemeleri fuarı” olma özelliği taşıyan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul açıldı.

    38 yıldır yapı dünyasının uluslararası buluşma noktası olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’un açılışı, YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, ITE Group Plc. Bölge Direktörü Vincent Brain, Kazakistan Cumhuriyeti Büyükelçisi Prof. Dr. Canseyit Tüymebayev, Kazakistan İnşaatçılar Birliği Başkan Yardımcısı Omari Kharbedia ve Kazakistan Ulusal Girişimciler Odası İnşaat Komitesi Genel Sekreter Yardımcısı Abilman Dassanov tarafından yapıldı.

    21 - 25 Nisan tarihleri arasında ziyarete açık olan fuar %20 büyüyerek 100.000 m2 14 salon ve açık alanda, 1.250 üretici firmanın katılımıyla gerçekleşecek. 17.400 ürün, teknoloji ve hizmetin sergileneceği fuarı, 111.000’i aşkın kişinin ziyaret etmesi hedefleniyor. Tüm dünyada yapı sektöründe en büyük beş fuardan biri olan Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul, “Türkiye’nin de içinde bulunduğu Balkanlar, BDT ülkeleri, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’yı kapsayan bölgenin en büyük yapı malzemeleri fuarı” olma özelliğini taşıyor.

    İş Geliştirme Platformu, Uluslararası İşbirlikleri ve İhracatın Geliştirilmesine Yönelik Adımlar

    Fuarın İş Geliştirme Platformu kapsamında bu yıl “Konuk Ülke” olarak belirlenen Kazakistan, özellikle yurtdışı müteahhitlik ve inşaat malzemeleri sanayisi bakımından Türk inşaat sektörü için en önemli pazarlar arasında yer alıyor. YEM Fuarcılık Genel Müdürü Burcu Başer, Türkiye’nin ilk ihtisas fuarını gerçekleştiren ve 38 yıldır Türk yapı sektörünün en büyük organizasyonları olan ‘Yapı Fuarları – Turkeybuild’ı düzenleyen YEM Fuarcılık’ın değişmez hedefinin yapı sektörü için yeni pazarlar yaratılmasına ve iş hacminin artırılmasına katkıda bulunmak olduğunu söyledi. Başer bu çerçevede Fuarın İş Geliştirme Platformu’nun bu yıl çalışmalarını ‘Konuk Ülke Kazakistan Projesi’ ile sürdürdüklerini belirtti.

    YEM Fuarcılık tarafından hazırlanan Kazakistan raporuna göre; ülkenin inşaat harcamaları 2014 yılında yüzde 8,4 büyürken, aynı yıl inşaat harcamalarının büyüklüğü ise 15,17 milyar dolar olarak gerçekleşti. Kazakistan’ın inşaat harcamalarında büyümenin hızlanacağı, 2020 yılına kadar yıllık ortalama yüzde 13 büyüyeceği ve 2020 yılında 30 milyar dolara ulaşılacağı öngörülen raporda, Türkiye’nin en önemli ticari ortaklarından Kazakistan’ın Türk inşaat sektörü açısından büyük potansiyel taşıdığı vurgulanıyor.

    “Yurtdışı Alım Heyetleri İkili Görüşmeleri” Bu Yıl 42 Ülkenin Katılımıyla Gerçekleşecek!

    Fuarın İş Geliştirme Platformu etkinliklerinden biri olan ve T.C. Ekonomi Bakanlığı koordinatörlüğünde Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) ile birlikte organize edilen “Yurtdışı Alım Heyetleri İkili Görüşmeleri” bu yıl 42 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilecek. ABD, Afganistan, Almanya, Avusturya, Azerbaycan, BAE, Belçika, Brezilya, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Fas, Fransa, Gürcistan, İran, Irak, İtalya, İspanya, İsveç, Kanada, Kazakistan, Kırgızistan, Kolombiya, Kosova, Lübnan, Makedonya, Meksika, Mısır, Özbekistan, Peru, Polonya, Rusya, Romanya, Suudi Arabistan, Sudan, Sırbistan, Şili, Tunus, Türkmenistan, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan’dan katılacak firma yetkilileri, Türk yapı sektörü malzeme üreticileriyle karşılıklı iş görüşmelerinde bir araya getirilecek.

    Fuarın İş Geliştirme Platformu, Uluslararası İşbirlikleri ve İhracatın Geliştirilmesine Yönelik Adımlar
    38.Yapı Fuarı - Turkeybuild İstanbul kapsamındaki İş Geliştirme Platformu, çeşitli etkinliklerle bu yıl da katılımcı firmalara, sektöre ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayacak. Platform bu yıl faaliyetlerini; “Konuk Ülke Kazakistan Projesi”, “Türkiye - Kazakistan İnşaat Forumu ve İkili İş Görüşmeleri” ve “Yurtdışı Alım Heyetleri İkili Görüşmeleri” olarak sürdürecek.

    Yapı Sektöründe “Altın Çekül Yapı Ürün Ödülü” Sahibini Buldu

    Yapı-Endüstri Merkezi tarafından 1991 yılından bu yana düzenlenen ve Türk yapı sektöründe yılın en iyi malzemesini belirleyen Altın Çekül “Yapı Ürün Ödülü” Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul Açılış Töreni’nde sahibini buldu. Kaleseramik Çanakkale Kalebodur Seramik Sanayi A.Ş.Smart Edge, İnce Kesitli Lavabo” isimli yapı ürünü ile 2015 Altın Çekül Yapı Ürün Ödülü’ne değer görüldü.

    Altın Mıknatıs Stand Tasarım Ödülleri

    Yapı Fuarları - Turkeybuild’in bir geleneği olan Altın Mıknatıs Stand Tasarım Ödülleri bu yıl da fuar kapsamında düzenlenen törenle sahiplerini bulacak.

    Haberimizi yapı sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

    EBAN Melek Yatırımcılık Sertifika Programı Türkiye’de İlk Kez Gerçekleştirildi!

    $
    0
    0

    Borsa İstanbul, TBAA – Melek Yatırımcılar Derneği ve Avrupa Melek Yatırım Ticaret Örgütü (EBAN) iş birliği ve Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) katkılarıyla ‘Melek Yatırımcılık Sertifika Programıİstanbul’da gerçekleştirildi.

    Program kapsamında gerçekleştirilen sunumlarda; Avrupa Melek Yatırım Ticaret Örgütü (EBAN) Onursal Başkanı Paulo Andrez’in yanı sıra TBAA-Melek Yatırımcılar Derneği Başkanı Baybars Altuntaş, Hazine Müsteşarlığı Finansal Araçlar ve Piyasalar Geliştirme Dairesi Başkanı Hakan Ertürk ve Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Recep Bildik melek yatırımcılığa dair pek çok konuyu ele aldılar.

    İki günlük Sertifika Programı’nın açılış konuşmasıyla yatırımcı adaylarına seslenen Borsa İstanbul Kotasyon ve Özel Pazar Grup Müdürü Sertaç Fuad Karaağaoğlu;

    "Açılışının 5. ayında 223 üyeye ulaşan Borsa İstanbul Özel Pazar, Türkiye’de yatırımcı tabanının gelişmesi için bir dizi faaliyet yürütmekte. Dünyada melek yatırımcılara en ileri vergi teşvikinin sağlandığı ülkemizde konunun bilinirliğinin ve tanınırlığının artmasını, daha çok yatırımcının bu teşviklerden yararlanarak girişimcilere yatırım yapmalarını amaçlıyoruz. Bu kapsamda Avrupa Melek Yatırımcılar Örgütü’nün Onursal Başkanı Paulo Andrez’i davet ederek Türkiye’de ilk defa EBAN melek yatırımcılık sertifikası programını düzenledik. Hazine Müsteşarlığımızın da Türkiye’deki uygulamaları anlatacağı programda melek yatırımcılığın daha yaygın ve aktif olması için ve nihayetinde girişimcilerin finansmana erişim kanallarını arttırmak için geniş kapsamlı faaliyetlerimizi devam ettireceğiz"  dedi.

    Avrupa Melek Yatırım Ticaret Örgütü Onursal Başkanı Paulo Andrez, iki günlük eğitim boyunca melek yatırımcılığın tüm süreçlerini anlattı. Melek yatırımcılık konusunda en karlı geri dönüşün nasıl gerçekleşeceğine dair stratejileri paylaşan Andrez, yatırım yapılacak şirketin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini, girişimciyle olan ilişkilerin ve sözleşme sürecinin yönetimini yurtdışı örnekleriyle katılımcılara aktardı. Melek yatırımcılığın tüm ülkelerde iş ve istihdam yarattığının altını çizen Andrez; "EBAN’ın tüm dünyada uyguladığı bu eğitim programı, global standartlarda ve doğru yatırım kararı alabilen sertifikalı melek yatırımcılar yetiştirmeyi hedefliyor. Türkiye’de ilk kez verilen bu eğitim ile Türkiye’deki melek yatırımcılık ekosisteminin önemli bir adım daha attığına inanıyorum" diye konuştu.

    Melek Yatırımcılığın Türkiye'deki ve Dünyadaki Durumu ve Gelecek 10 Yıllık Öngörü” başlığıyla konuşma yapan TBAA - Melek Yatırımcılar Derneği Başkanı Baybars Altuntaş ise şöyle konuştu: "TBAA – Melek Yatırımcılar Derneği olarak ülkemizdeki melek yatırımcılık sektörünün gelişiminde özellikle melek yatırımcıların bilgilendirilmesinin üzerinde duruyoruz. Bu yüzden Türkiye’de ilk kez EBAN standartlarında gerçekleşen bu eğitime ayrı bir önem verdik. Bu programı başarıyla tamamlayan adayların, yatırımlarının karşılıklarını çok daha hızlı alabileceklerine inanıyorum."

    Hazine Müsteşarlığı Finansal Araçlar ve Piyasalar Geliştirme Dairesi Başkanı Hakan Ertürk; “Türkiye’de Akredite Melek Yatırımcı Nasıl Olunur?” konusunda, Borsa İstanbul Özel Pazar Müdürü Recep Bildik ise “Melek Yatırımcılar İçin Özel Pazar’ın Sunduğu Likidite ve Yatırım Avantajları" konusunda birer konuşma yaptılar.

    Türkiye’de ilk kez düzenlenen EBAN Melek Yatırımcılık Sertifika Programı’nda ayrıca, doğru yatırım ve şirket değerlemeleri için uluslararası geçerliliği olan kriterler, Türkiye’de ve dünyada melek yatırımcılığın geldiği son durum ve önümüzdeki 10 yıl içindeki beklentiler ile Türkiye’de erken aşama yatırımları, Akredite Melek Yatırımcı olmak için kriterler ve Borsa İstanbul Özel Pazar gibi pek çok konu işlendi.

    Haberimizi melek yatırımcılar başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

    25 Ülkenin Genç Mucitleri MEF Üniversitesi’nde Yarışacak!

    $
    0
    0

    Fen alanında bilimsel araştırmaları özendirmek, Türk ve yabancı lise öğrencileri arasındaki genç araştırmacıları desteklemek ve onları daha fazla bilimsel araştırmalara yönlendirmek amacıyla, MEF Okulları ve MEF Üniversitesi işbirliğiyle bu yıl 24.’sü düzenlenen ve her yıl ulusal ve uluslararası arenada büyük ilgi gören “Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması”nda sergilenerek yarışmaya hak kazanan araştırma projeleri belirlendi.

    2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı’nda ilk öğrencilerini alan ve yükseköğretime yeni yaklaşımlar getiren MEF Üniversitesi’nin Maslak Kampüsü’nde, 5 Mayıs - 8 Mayıs 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek olan “24. Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması”nda mimik kontrollü protez koldan, maden ocağı havalandırma sistemi tasarımına, patlayıcı maddelere karşı güçlendirilmiş beton panellerden yeni nesil yakıt piline, kanser tedavisinde yeni yaklaşımlardan üst solunum yolu enfeksiyonları tedavisine, diyabet hastaları için yer elmasından cips ve içecek üretiminden alzheimer hastalığının tedavisinde kullanılabilecek yeni yöntemlere kadar farklı konularda gerçekleştirilen birbirinden değerli projeler dikkat çekiyor.

    Başta Türkiye olmak üzere Arnavutluk, Azerbaycan, Belarus, Bosna Hersek, Bulgaristan, Dubai, Filipinler, Gürcistan, Hırvatistan, İsveç, Karayipler, Kırgızistan, K.K.T.C., Kosova, Letonya, Macaristan, Makedonya, Malezya, Polonya, Romanya, Rusya, Sırbistan, Slovenya ve Türkmenistan’ın da katılacağı bilim zirvesinde bu yıl 25 ülkeden toplam 771 projeden finale kalan 91 projeyi temsilen 163 lise öğrencisi, fizik, kimya ve biyoloji alanlarında geliştirdikleri projeler ile yarışarak ülkelerini ve okullarını temsil etme onurunu yaşayacaklar.

    Arıkanlı Holding, Arıkanlı Sigorta, Yurtiçi Kargo ve Yurtiçi Lojistik’in sponsor olduğu yarışmada genç mucitler, bilim dünyasının değerli akademisyenlerinden oluşan jüri üyeleri tarafından üç farklı kategoride değerlendirilerek ödüle layık görülecekler.

    Unutmayın, "24. Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması" 5 Mayıs - 8 Mayıs 2015 tarihleri arasında MEF Üniversitesi’nin Maslak Kampüsü’nde gerçekleşecek.

    24. Uluslararası Araştırma Projeleri Yarışması hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz ww.mefproje.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

    Haberimizi genç mucitler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


    GirDAP'15 Başarılı Girişimcileri ve Gençleri Aynı Platformda Buluşturuyor!

    $
    0
    0

    Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Kulübü tarafından 9 Mayıs 2015 Cumartesi günü Güneş Sigorta Genel Sigorta bünyesinde gerçekleşecek olan "Girişimcilik Dünyasına Atılım Platformu (GirDAP)"; dünyayı değiştirmeye aday genç fikirbazlar ile alanının en iyi isimlerini aynı platformda buluşturuyor.

    Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencileri tarafından 2000 yılında kurulan Marmara Industrial Engineering Society (MİES); gerek Mühendislik Fakültesi gerekse tüm üniversitemiz için önemli bir yapılanma olduğunu ilk faaliyetlerinden 2013 senesine kadar ortaya koyduğu 100’den fazla başarılı etkinlikle kanıtlamış.Mayıs 2010 da ilk kez düzenlenen GirDAP, süregelen diğer etkinliklerden farklı olarak üniversite öğrencilerine girişimcilik dünyasının kapılarını açmayı hedeflemiş bir MIES organizasyonu.

    Hedef

    • İş dünyasına öncülük eden ve girişimcilik denildiğinde akla ilk gelen kişilerle buluşturarak, gerek üniversiteli gerek liseli tüm öğrencileri girişimcilik dünyasına dair vizyon kazandırmak,
    • Dünyayı değiştirebilecek fikirleri olup nereden başlayacağını bilmeyen geleceğin girişimcilerini cesaretlendirip ilk adım attıktan sonraki yolları hakkında fikir sahibi olabilmelerini sağlamak,
    • İş dünyası- Üniversite İşbirliği çevresinde öğrencilerin kendi geleceklerini şimdiden planlayabilmelerine yardım etmek,
    • Katılacak olan konuşmacıların örnek başarı ve başarısızlık hikayeleri sayesinde gençlerin kariyer serüvenlerinde daha sağlam adımlar atmalarına katkıda bulunmak.

      GirDAP'15 Program Akışı
      10:00 - 10:30 Açılış Konuşması
      10:30 - 11:10

       20 Yaşında Patron Olmak

      • Erdem Genç-M3 Works
      11:10 - 11:20
       Kahve Molası
      11:20 - 12:00

       Girişimciliğin Geçmişi ve Geleceği

      • Cem Tarık Yüksel-Unilever
      12:00 - 12:30
       Öğle Yemeği
      12:30 - 13:30 İnternet ve Mobil Girişimcilik
      • Fatih İşbecer -Monitise
      • Ali Eyüboğlu-Zomato
      • Kaan Kayabalı-onedio
      13:30 - 13:40 Çay Molası
      13:40 - 14:40 İlham Verici Kadınlar
      • Bedriye Hülya- B-fit
      • Prof. Dr. Aytül Erçil-Vistek
      14:40 - 14:50 Kahve Molası
      14:50 - 15:50
       Genç Girişimciler
      • Koç Üniversitesi Kuluçka Merkezi 
      • İzzet Zakuto-Scorp
      • Sercan Işık-Scorp
      • Eray Erdoğan-LalaEğitim
      15:50 - 16:00 Kahve Molası
      16:00 - 17:00
       Melek Yatırımcılar
      • Hulusi Berik-Keiretsu Forum
      17:00 - 17:15 Çay  Molası
      17:15 - 18:15

       Sıfırdan Zirveye

      • Onur Koç-Microsoft 
      • Sebahattin Yaman -Telpa
      18:15 - 18:30 Çekilişler

          Unutmayın, GirDAP'15 9 Mayıs 2015 Cumartesi günü Güneş Sigorta Genel Müdürlüğü'nde gerçekleştirilecek.

          GirDAP'15 hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.girdap15.com web adresini ziyaret edebilir, kayıt işlemlerini ise buradan gerçekleştirebilirsiniz.

          Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirvesi Ekim'de İstanbul'da!

          $
          0
          0

          Dünya’da ilk defa Enerji Hammaddeleri ve Enerji konusunda Türkiye’de başlatılacak Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirve & Sergisi (INERMA)1-3 Ekim 2015’teİstanbul Hilton Bosphorus Convention Center’da gerçekleşecek.

          Akademisyenleri ve iş dünyasının önemli isimlerini bir araya getirecek olan platform Enerji Bakanlığı himayesinde Türkiye’nin en önemli kamu kuruluşlarının katılımı ile gerçekleşecek. Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), Türkiye Taş Kömürü Kurumu (TTK), Maden Tetkik ve Arama (MTA), Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN), Türkiye Elektrik Üretim A.Ş. (TEİAŞ.), Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Devlet Su İşleri (DSİ), Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO), Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ), Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ)’nin katılımı ile gerçekleşecek zirvede önemli enerji sorunlarına değinilecek.

          Enerji konusunun akademik dünya tarafından da ele alınması adına İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile yapılan işbirliği çerçevesinde, akademik kurul oluşturularak üniversiteler, kamu kurumları ve özel sektörden seçici kurul tarafından belirlenen bildiriler zirve süresince tüm katılımcılara sunulacak. İş dünyasıyla akademik çevreleri bir araya getirmesi anlamında büyük önem taşıyan INERMA, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı (YMGV) ve Clarion Events Türkiye ortaklığında düzenlenecek.

          3 gün sürecek zirvenin yanı sıra eş zamanlı endüstriden firmaların katılımlarıyla sergi de düzenlenecek. Ayrıca, bakanlık uzmanları ile yerli ve yabancı otoritelerin katılacağı açık oturumlar da organize edilecek. Petrol fiyatlarındaki düşüşün enerji stratejilerini nasıl etkileyeceği ve devamlılığı konusu uzmanlar tarafından tartışılacak. Gerek Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı’nın bugüne kadar kamu ile gerçekleştirdiği etkinlikler, gerek İstanbul Teknik Üniversitesi’nin dünya’da ve Türkiye’deki önemli bilimsel çalışmaları, gerekse Clarion Events’in dünya çapında enerji zirvelerine yaptığı ev sahipliği; dünyada ilk defa yapılacak olan bu etkinliğin başarısını arttıracak.

          Unutmayın, enerji zirvesi “INERMA1-3 Ekim 2015’te İstanbul Hilton Bosphorus Convention Center’da gerçekleştirilecek.

          Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirve & Sergisi (INERMA) hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.inerma.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

          Haberimizi enerji sektöründe faal okurlarımız ve akademisyenler başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Daha Fazla Uluslararası Doğrudan Yatırım İçin Vites Yükseltiyoruz!

          $
          0
          0

          G20 ve Dünya Yatırım Ajansları Birliği’nin (WAIPA) Türkiye dönem başkanlığı dolayısıyla düzenlenen Doğrudan Yabancı Yatırım Konferansı bugün İstanbul’da başlıyor. Sürdürülebilir kalkınma için doğrudan yatırımların kolaylaştırılmasında yeni işbirliği modellerinin tartışılacağı zirve, çok sayıda ülkeden yatırım ajansları ile ilgili hükümet yetkililerini bir araya getiriyor.

          TYDTA ve WAIPA Başkanı İlker Aycı, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin gelecek yıllarda uluslararası doğrudan yatırım çekmede daha etkin bir rol oynayacaklarını söyledi. B20 ve TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da, yabancı yatırımlara tedarikçi ve çözüm ortağı olarak, KOBİ’lerin küresel değer zincirinde daha fazla yer alması gerektiğine işaret etti.

          Türkiye, son 12 yılda 149 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım (UDY)çekti. Bu rakam 2002 yılına kadar toplam 15 milyar dolar seviyesindeydi. Yabancı sermaye mevzuatının serbestleştirilmesi, milli muamele ilkesinin hayata geçirilmesi, yatırımcılar için özel olarak tek durak ofis yaklaşımıyla kurulan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın doğrudan Başbakanlığa bağlı olması, teşvik sistemi ve ticaret kanununun reforme edilmesiyle Türkiye’ye gelen UDY’ler hızla arttı. 2002-2010 döneminde Türkiye’ye giren UDY’nin yüzde 75’i Avrupa Birliğiülkelerinden geldi. Yakın ve Ortadoğu ülkeleri ikinci, ABD ise üçüncü sırayı aldı. 2011-2014 döneminde, Yakın ve Ortadoğu ülkeleri ile beraber Asya ülkelerinin payları arttı. Sektörel bazda imalat ve enerji sektörlerinin Türkiye’ye gelen toplam UDY içerisindeki payı 2011-2014 döneminde artış sergiledi. İmalat ve enerji sektörlerinin toplam UDY içerisindeki payı 2002-2010 döneminde yüzde 27 iken son beş yıllık dönemde yaklaşık yüzde 50 seviyesine ulaştı.

          Küresel rakamlara bakıldığında 2008-2009’daki küresel mali krizin başlangıcından bu yana dünya genelinde UDY akışlarının azalma eğiliminde olduğu görüldü. 2014 yılındaki küresel UDY hacminin 1.26 trilyon dolar olacağı tahmin ediliyor. Bu büyüklük 2007 yılında ulaşılan 2 trilyon dolarlık zirvenin çok altında. Bu azalmanın nedenleri arasında küresel ekonomideki kırılganlık, gelişmiş ekonomilerin UDY çekmekte zorlanması ve ev sahibi ülkelerdeki siyasi belirsizlikler olarak gösteriliyor. Bununla birlikte, gelişmekte olan ülkeler küresel mali krizden çıkış sürecindeki son beş yıllık dönemde çektikleri UDY miktarını artırmakta başarılı oldu. Doğu ve Güneydoğu Asya ülkeleri, gelişmekte olan tüm ülkeler arasında en yüksek artışı gösteren ülkeler olarak ön plana çıktı. Küresel UDY akışlarından yüzde 0.9 ile yüzde 1.0 aralığında pay alan Türkiye ise gelişmekte olan ekonomiler arasında kendine has bir yer edindi. Türkiye, hem Asya ve Doğu Asya ülkelerine benzer bir rota izleyerek UDY girişi açısından hızlı bir toparlanma sergiledi hem de söz konusu yatırım akışındaki dalgalanmanın Polonya, Çek Cumhuriyeti, Romanya ve benzeri ülkelerdekine kıyasla daha sınırlı bir düzeyde kalmasıyla öne çıktı. Örneğin, Türkiye 2010 rakamları baz alındığında UDY endeksinde 138 değerine ulaşarak ikinci sırada yer aldı. Türkiye şimdi 25 yapısal reform programından biri olarak açıkladığı, “İş ve Yatırım Ortamının İyileştirilmesi” programı ile yatırımcıların sorunlarına doğrudan müdahale edilmesi ve bürokratik mekanizmaları geliştirerek daha fazla doğrudan yabancı yatırım çekmeyi, 2015-2019 döneminde Türkiye’yi UDY’ler açısından daha cazip bir konuma getirmeyi amaçlıyor.

          Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Zirvesi'nin Ev Sahibi İstanbul

          Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı’nın (TYDTA) Dünya Yatırım Ajansları Birliği (WAIPA) Başkanlığı çerçevesinde, İstanbul’da bugün önemli bir zirve başlıyor. TYDTA ve WAIPA Başkanı İlker Aycı’nın ev sahipliğinde ve G20 Türkiye, Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) ve B20 Türkiye ile işbirliği içinde, “G20-WAIPA Conference on Foreign Direct Investment” başlıklı etkinliği düzenliyor. Bugün başlayan konferans yarın da devam edilecek. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD) Genel Sekreteri Dr. Mukhisa Kituyi’nin açılışına katılacağı doğrudan yatırımlar konferansına, dünyanın dört bir yanından WAIPA üyesi Yatırım Ajansları, UNCTAD, OECD, Birleşmiş Milletler Sinai Kalkınma Örgütü (UNIDO) ve İslam Kalkınma Bankası (IDB) gibi birçok uluslararası kuruluşun üst düzey temsilcileri de katılacak. İstanbul’daki etkinliğin hedefleri arasında; WAIPA üyelerinin görüşlerinin derlenerek Türkiye’nin dönem başkanlığını yürütmekte olduğu G20 sürecine katkıda bulunacak bir çıktı sağlanması, WAIPA’nın uluslararası camiadaki etkinliğinin pekiştirilmesi, WAIPA’nın diğer önde gelen uluslararası kuruluşlarla kurduğu güçlü bağların derinleştirilmesi ile 14-16 Haziran 2015 tarihleri arasında Milano’da düzenlenecek “WAIPA Dünya Yatırım Konferansı” sırasında yapılacak WAIPA başkanlık seçimlerinde TYDTA’nın Başkanlığının bir dönem daha devam etmesi adına üyelerin güçlü desteğinin teyit edilmesi bulunuyor.

          Doğrudan Yabancı Yatırım Konferansı hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.waipa.org web adresini ziyaret edebilirsiniz.

          Dünya kaynaklı haberimizi yatırım sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Upload Toplumuna Geçiş İçin Teknoloji Eğitiminin Yaşı Küçülmeli!

          $
          0
          0

          Türkiye’de bilgisayar kullanma yaşının 8’e, cep telefonu kullanma yaşının ise 10’a düştüğü günümüzde, çocukları bekleyen tehlikenin teknoloji bağımlılığı olup olmadığı sorusu akılları meşgul ediyor. Bunun tam tersine dikkat çeken Gazi Üniversitesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Selçuk Özdemir, teknolojinin tehlike olmadığına, teknolojiyi nasıl ve ne şekilde çocukların kullanımına sunduğumuzun önemli olduğuna dikkat çekiyor.

          Teknolojiye doğan yeni neslin teknolojiyi sadece kullanan değil, üreten de olmasının altının çizileceği Türkiye’de ilk kez düzenlenen “Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi” etkinliği kapsamında, ‘Download Toplumundan Upload Toplumuna’ isimli çalışması ile yer alacak Özdemir, bilişim ve teknoloji eğitiminin küçük yaşlarda verilmesini, teknolojiyi anlama bilincinin küçük yaşlarda kazandırılmasını öneriyor.

          Çocuklar Teknolojiye Bağımlı Değil Bağlı Olmalı

          Çocukların bilişimle üretim yapma becerisini ve bunun öneminin farkındalığını erken yaşlarda kazanmalarının gerekliliğini vurgulayan Özdemir, buna karşın son 15 yıldır fiyatı ucuzlayan, boyutları küçülen, işlem gücü artan bilgisayar ve türevi cihazların ağırlıklı olarak eğlence ve iletişim amacıyla kullanılmasının ciddi ölçüde “algı kirliliği” yarattığını ifade ediyor. Özdemir; “Çocukların bilişim araçlarını “amacına uygun” olarak kullanması ile sokakta oynamaları sanki birbirinin alternatifi olarak gösteriliyor. Su, dünyanın en faydalı içeceği ama bir çocuk günlük 1-2 litre değil de 10 litre su içerse bir hafta içinde böbreklerini kaybedebilir. Aileler ve eğitimciler, benzer şekilde çocuklarının bilişim araçlarını “doğru” ve “dengeli” bir şekilde kullanmasını sağlayacakları yerde doğrudan “su içmeyi yasaklamayı” tercih ediyor görünüyorlar. Aileler ve eğitimcilere bu işin nasıl olması gerektiği ile ilgili “çalışan doğru modeller” sunulması gerekiyor. Teknolojinin sadece zararlı yönünü yaşamış bir toplumun sahip olduğu “kirli algıyı” temizleyecek başarılı modeller ve rol modeller, anne-babaların ve eğitimcilerin farkındalığının düzeltilmesine yardımcı olacağına inanıyorum” dedi.

          Tekonoloji Anlama Yaşı Küçülmeli

          Teknolojik ürünlerin yapısı gereği, artık bebeklerin bile kullanımına uygun olduğunu ve teknolojik aletlerin kullanım yaşının düşmesinin doğal olduğunu söyleyen Selçuk Özdemir, artık teknolojiyi kullanan ve tüketen değil üreten ve pazarlayan bir toplum olmamız gerektiğinin altını çiziyor. Toplumlar ve ülke ekonomileri için hayati önem taşıyan bu süreç için ise, konuşulanların aksine bilişim ve teknoloji eğitiminin küçük yaşlarda verilmesini, teknolojiyi anlama bilincinin küçük yaşlarda kazandırılmasını öneriyor. Özdemir; "Çocukların “doğru” ve “dengeli” kullanmaları kaydıyla dönemin teknolojileri ile mümkün olan en erken yaşlarda tanışmalarında hiçbir sakınca bulunmamaktadır. Böylesine bir kullanım, çocukların erken yaşlarda bilgisayar ve türevi cihazların, eğlence ve iletişimin yanında “değer yaratma” ve “problem çözme” amaçlı kullanımını da fark etmelerine yardımcı olacaktır” dedi.

          Teknoloji Üreten Kazanacak

          Özdemir; Bugün kullandığımız bir çok yüksek teknolojinin çıkış noktası olan Silikon Vadisi’ndeki yüzlerce firmanın kuruluş hikayelerine baktığımızda, kurucularının bilgisayar ve türevi sistemleri “üretim” amaçlı kullanmaya ilkokul ve ortaokul yıllarında başladıklarını görüyoruz. ABD’nin 18 trilyon dolar gayri safi milli hasılasının yaklaşık 3 trilyon doları doğrudan bilişim firmaları tarafından yaratılıyor. Bu noktada emek yoğun sanayide çalışmak yerine, yüksek teknoloji üreten nesiller ülkemizin geleceği olacak. Bunu başaramadığımız takdirde dünyanın en büyük 20 ekonomisinden birisi olma özelliğimizi bir 15 yıl daha taşıma ihtimalimiz düşük görünüyor” diyerek sözlerini tamamladı.

          Unutmayın,Çocuklar İçin Bilişim Zirvesi23-24 Mayıs 2015 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirilecek.

          Çocuklar için Bilişim Zirvesi 2015 hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.bzcocuk.com web adresini ziyaret edebilir ve etkinliğe ücretsiz olarak katılmak için ise buradan kayıt olabilirsiniz.

          Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Rekortmen Aracı Tanıtıldı!

          $
          0
          0

          Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ)öğrencilerinden oluşan AE2 Project ekibi, Shell Eco-marathon Avrupa yarışmasında kullanacakları araçları, geleceğin otomobili ‘İstanbul’u, düzenledikleri bir basın toplantısı ile sergiledi.

          YTÜ Davutpaşa Kampüsü tarihi Otağ-ı Hümayun binasında düzenlenen lansman programında, yeni rengi, yeni teknik özellikleri ile rakiplerine fark atmayı amaçlayan YTÜ ekibinin elektrikli aracı, yeni tasarımı ile ilk kez görücüye çıktı.

          Tanıtım töreninde konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, elektrikli aracı üreten Yıldızlıöğrencilerin bir hayalle yola çıktıklarını belirtti. Hayallerin fikire, fikirlerin projeye projelerin de ürüne dönüşmesi gerektiğini altını çizen Rektör Yüksek, gençlerin bunu başardığını belirtti. Bu tür ürünlerin Türkiye için önemli olduğunu aktaran Rektör Yüksek; “Bu ürünler sayesinde ülkemizi hak ettiği gibi temsil edecek ve ülkemizin ve üniversitemizin adını duyuracaklar.” şeklinde konuştu.

          Enerjinin dünyada barışın da savaşın da sebebi olduğunu belirten Rektör Yüksek, dünyadaki birçok olayın ardında enerji piyasasına hakim olma ve onu kontrol altına almanın yattığını belirtti.

          Enerji arzının önemli olduğunu ancak günümüzde doğayı kirletmeyen, doğaya zarar vermeyen alternatif enerji kaynaklarına yönelmenin bir o kadar önemli olduğunu belirten Rektör Yüksek, Shell tarafından düzenlenen Eco-maraton müsabakalarının da bu anlamda önemli olduğunu ifade etti.

          Törene katılan Shell TürkiyeÜlke Başkanı Ahmet Erdem ise şunları söyledi: “Son 10 yıldır Türkiye’nin farklı illerinden 100’ün üzerinde takım ve 1000’den fazla gencimiz Shell Eco-marathon’a katılıyor. 30 farklı ülkeden 200’ün üzerinde takımın katılacağı Shell Eco-marathon Avrupa’da bu yıl, 17 farklı üniversite ve liseden toplam 20 takımımız Türkiye’yi temsil edecek. Fransa’dan sonra en fazla takımla katılacak ülke olmanın gururunu yaşıyoruz. Shell Türkiye olarak, Türkiye’de yetişen geleceğin mühendislerinin enerji, otomotiv teknolojileri ve enerji tasarrufu alanında elde ettikleri ve edecekleri ilerlemenin, keşfedecekleri yeniliklerin destekçisi olmaya devam edeceğiz. Shell Eco-marathon’da takımlarımızın ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğine inanıyorum ve başarılar diliyorum” dedi.

          YTÜ takımı AE2 Project adına konuşan ekip üyesi Fatih Açıl, takım olarak elektrikle çalışan ve Prototip kategorisinde yarışacaklarını belirterek; “Son derece yoğun bir çalışma disiplini ile ürettiğimiz aracımız ‘İstanbul’ aerodinamik yapısı ve estetikliği ile yepyeni bir araç tasarımına sahip. Toplamda 27 kg olan aracın hafifliği ve dayanıklılığı üretimde kullanılan karbon fiber kalıp gövdesi ile sağlandı. Bir önceki aracımızla 1 kw saatlik enerji ile 437 kilometre mesafe kat etmeyi başararak Türkiye’nin en verimli elektrikli aracı olmayı başarmıştık. Bu aracımızda yaptığımız teknik ve aerodinamik yeniliklerle bu rakamı daha ileri taşımayı hedefliyoruz. Şimdiye kadar yaptığımız test sürüşlerinde elde ettiğimiz verilere göre, yaklaşık 1 TL’lik enerji ile 1600 kilometre mesafe kat etmeyi hedefliyoruz.” diye konuştu. Açılış konuşmalarının ardından YTÜ Ae2 Project ekibinin yeni aracı ‘İstanbul’ Mehter marşı eşliğinde kaldırıldı.

          Yeni Araç Teknoloji ve Tasarımı İle Fark Atacak!

          Yapımı yaklaşık 1 yıl süren ve azimli bir çalışmanın neticesinde ortaya çıkarılan yeni araçta, güvenlik önlemleri de had safhaya çıkarıldı. Binlerce dolarlık otomobillerde bulunan otomatik fren sisteminin (ESP) yanı sıra, güvenli sürüş için geliştirilmiş araç pilotuna yardımcı olan dikiz uyarı sistemi de yeni araçta yer aldı. Tüm bunların yanında araçta Pitt bölgesi ile araç arasında kablosuz veri aktarımı sağlayan telemetri sistemi de bulunuyor. Telemetri sistemi hareket halindeki araçtan araç hızı, motor sıcaklığı, yol eğimi, motor üzerine düşen akım ve gerilim gibi bilgilerin sensörler aracılığıyla ölçümlenip hem araç içindeki ekrana, hem de kablosuz haberleşme cihazları aracılığıyla paddock alanında bekleyen ekip bilgisayarlarına aktarılmasını sağlıyor. Bu sistem sayesinde yarış esnasında olası bir ters durumda ya da pilotun yaşayabileceği bir sorunun neticesinde aracın uzaktan kontrolü sağlanarak muhtemel aksaklık ve arızaların önüne geçilmesi hedefleniyor. YTÜ öğrencileri tarafından hazırlanan araç bu özellikleri ile Eco-marathon müsabakasının yanı sıra güvenlik, iletişim ve tasarım alanlarında ödülü hedefliyor.

          Haberimizi genç okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Türk Bilişim Sektörü, Avrupa'ya Açılmak İstiyor!

          $
          0
          0

          Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Bilişim Konseyi Başkanı da olan Osman Akın, BTSO'da düzenlenen, "Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti'nin Bir Yatırım ve Ticaret Merkezi Olarak Sunduğu Fırsatlar" konulu toplantıda yaptığı konuşmada, bilişim veya yazılımın, sadece bilişimcilerin meselesi değil, ülkenin milli meselesi olduğunu söyledi.

          Akın, buna rağmen Türkiye'de bilişimin anlaşılamayan bir mesele olduğunu ifade ederek; "Dünyanın en büyük 5 markasından 4'ü bilişim markasıdır, bir içecek markası hariç diğer 5 markadan 4'ü bilişim sektöründedir. Apple bugün rekorlar kırıyor, 700 milyar dolarlık büyüklüğüyle. Fakat hala biz bu ülkede bilişim bakanlığının olmamasını konuşuyoruz. Bilişimin bir milli mesele olduğunu da hala anlayamıyoruz. Hala kilo ile ölçülen ürünlerin ihracatının önemli olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.

          Bu yüzden bilişimciler için yurt dışı pazarların bir çıkış kapısı olabileceğine dikkati çeken Akın, yazılım, bilişim sektörünün bugün "üretememe" diye bir sorununun olmadığını vurguladı.

          Akın, bilişimin özellikle yazılım tarafının, büyük bir üretim potansiyeline sahip olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Biz dünyada üretilen her türlü teknolojiyi üretebilecek kapasiteye sahibiz. Hatta Bursa'da 18 ülkeye yazılım ihracatı yapan üyelerimiz var. Türkiye'de yurt dışından gelecek yazılımların önünü keserek, bu ülkeye her yıl milyonlarca dolar tasarruf sağlatan şirketlerimiz var. Bunların bazıları da Bursa merkezde ve Türkiye çapında iş yapan şirketler ama ne yazık ki biz bu ürünleri istediğimiz ölçekte satamıyoruz. Yurt dışından gelen bir yazılımın ancak onda biri fiyatına ürünlerimizi satabiliyoruz. Halbuki biz oraya gitsek, 2, 3 hatta 4 katına ürünlerimizi satar durumda olacağız. Avrupa pazarına açılıp, Avrupa'ya bir çıkış yolu, sonrasında dünyaya bir çıkış yolu bulmak istiyoruz."

          "Sanal Alemde Çok Başarılı Olmuş Firmalar Var"

          Bilişimin aynı zamanda dünyanın en katma değerli ürünü olduğuna işaret eden Akın, şunları kaydetti: "Bugün sanayi alanında bir kişilik istihdam için 80 bin dolar yatırım yapacaksınız, bunda da 50 bin dolar katma değer elde ediyorsunuz. Bilişimde ise 7 bin dolarlık yatırımla 35 bin dolarlık katma değer elde ediyorsunuz. Şimdi 10 bin metrekare fabrikası olan bir yer düşünün, bilişimde bunun karşılığı aşağı yukarı bin metrekare. İçinde 500 işçisi olan bir fabrika düşünün, bilişimde bunun karşılığı aşağı yukarı 100 kişi ya da 60-70 kişi diyebilirim. Hatta ölçekleri büyüttüğünüz zaman 10 binlerce insanın çalışarak ürettiği katma değerleri, bilişimde sadece yüzlerce insanla üretebilirsiniz. Bunun dünyada örneği Microsoft, Google gibi firmalar. Ama Türkiye'de 'sahibinden.com', 'hepsiburada.com' gibi şu anda sanal alemde çok başarılı olmuş firmalar var."

          Düsseldorf, Köln ve Essen şehirlerinin de içinde bulunduğu Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti'nin Ekonomik Kalkınma Ajansı (NRW.INVEST) Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya da "Avrupa Pazarlarına Çıkış Kapısı: Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti" başlıklı sunum yaptı. Toplantıya, BTSO Yönetim Kurulu Üyesi İlker Duran da katıldı.

          Haberimizi bilişim sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Fikri Işık: "Mevcut Şebekelerimizi Akıllı Şebekelere Dönüştürmek Zorundayız"

          $
          0
          0

          Bakan  Fikri Işık, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayelerinde düzenlenen 3. Uluslararası İstanbul Akıllı Şebekeler Kongre ve Fuarı'nın (ICSG Istanbul 2015) açılışında yaptığı konuşmada, hayatın her alanında olduğu gibi enerji alanında da büyük bir teknolojik dönüşüm yaşandığını ifade etti.

          Gelişen teknolojiyle birlikte enerji şebekelerine bilgisayar ve ağ teknolojilerini entegre ederek birçok akıllı özellik kazandırmanın mümkün hale geldiğini belirten Işık, böylece tek yönlü akış yapan bir şebekeden haberleşme altyapısıyla donatılmış çok yönlü bir enerji ağına doğru geçiş süreci başladığını anlattı.

          Işık, dünyada birçok ülkenin akıllı şebekelerin klasik şebekelere olan üstünlüğünü fark ederek, bunu uygulamaya başladığına değindi.

          Fikri Işık, Bakanlık olarak geleceğin teknolojileri arasında gösterilen akıllı şebekeler, nesnelerin interneti, üç boyutlu yazıcı teknolojileri, giyilebilir teknolojiler, bulut bilişim ve kablosuz enerji nakli konuları üzerinde çalıştıklarını dile getirdi.

          "Mevcut Şebekelerimizi, Akıllı Şebekelere Dönüştürmek Zorundayız"

          Bütün bu çalışmalarla hedeflerinin Türkiye'de üretimin niteliğini yükselterek yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili üretime geçiş yapmak olduğunu aktaran Işık, şunları kaydetti: "Bugün dünyanın 17'nci, Avrupa'nın 6'ncı büyük ekonomisine sahip olan Türkiye'nin bu başarı hikayesinin yazılmasında enerji sektörü önemli bir rol oynadı. Türkiye geçtiğimiz 10 yıllık dönemde OECD ülkeleri arasında enerji talep artışının en hızlı gerçekleştiği ülke oldu. Bugün 12 yıl öncesine göre 2 kat daha fazla enerji tüketiyoruz. Ancak hala ülkemizde kişi başına elektrik tüketimi 3 bin 237 kilovatsaatle, 6 bin kilovatsaat olan AB ortalamasının altında bulunuyor. Bu da bize ülkemizin elektrik tüketiminde henüz doyuma ulaşmadığını gösteriyor.

          2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almayı hedefleyen bir ülke olarak bugüne kıyasla 2 kat daha fazla enerji tüketeceğiz. Başta sanayicimiz olmak üzere enerjiyi tüm kullanıcılara yeterli, sürekli, kaliteli, düşük maliyetli ve çevre konusundaki duyarlılıkları dikkate alan bir şekilde sunmamız gerekiyor. Bu nedenle, mevcut şebekelerimizi bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı akıllı şebekelere doğru hızlı bir şekilde dönüştürmek zorundayız."

          Fikri Işık, Bakanlık tarafından uygulamaya aldıkları Girişimci Bilgi Sistemi verilerine göre, enerji sektöründe 2013 yılında 151 milyar lira olan cironun yüzde 14 artış oranıyla 172 milyar liraya yükseldiğini kaydetti.

          Işık, yaklaşık 100 bin kişinin istihdam edildiği enerji sektöründe çalışan ücretlerinin 2013 yılı verilerine göre 2 bin 939 lira ile tüm sektörler içerisinde ilk sırada yer aldığı bilgisini verdi.

          Enerjide yüzde 85 oranında dışa bağımlı olan Türkiye'nin 2014 yılındaki enerji ithalatı için yaklaşık 55 milyar dolar ödediğine dikkati çeken Işık; "Enerji ithalatı, ülkemiz ekonomisinin cari açığındaki en büyük kalemini oluşturuyor. Bu nedenle ürettiğimiz elektriği daha verimli kullanmamız gerekiyor" dedi.

          "Yerli Üretime Öncelik Vermemiz Gerekiyor"

          Türkiye'nin elektrik üretiminde fosil yakıtların en büyük paya sahip olduğunu belirten Işık, buna karşılık yerli, temiz, doğal ve yeşil enerji kaynağı olarak değerlendirilen yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde yeterli düzeyde kullanılmadığını dile getirdi.

          Işık, yenilenebilir kaynakların elektrik üretimi içindeki payını 2023 yılında en az yüzde 30 seviyesine çıkarmayı hedeflediklerini anlatarak; "Bu çalışmaları yaparken de yerli üretime öncelik vermemiz gerekiyor. Bu kapsamda, yerli rüzgar enerjisi santralleri (MİLRES), yerli güneş enerjisi santralleri (MİLGES), yerli hidroelektrik santral teknolojileri (MİLHES) gibi projeleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve TÜBİTAK ile birlikte yürütüyoruz" diye konuştu.

          Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a enerji teknolojilerinin yerlileştirilmesi konusunda gösterdiği hassasiyeti dolayısıyla teşekkür eden Işık; "Önümüzdeki günlerde bazı projelerin hem açılışını hem de lansmanını Sayın Bakanımızla birlikte yapacağız. Artık Türkiye rüzgar enerjisinde teknoloji ithalatı yapmak zorunda kalmıyor. Kendi ürettiği teknolojiyle rüzgar türbinlerini Türkiye hizmete sunmayı başarıyor" ifadelerini kullandı.

          Akıllı şebekeler sayesinde güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriği şebekeye aktarmanın kolaylaştığına değinen Işık, mevcut sistemde sadece enerji kullanabilen tüketicinin akıllı şebekeler sayesinde kendi elektriğini üreterek dağıtım şirketine satma imkanına kavuştuğunu söyledi.

          "Ürettiğimiz Elektriğin Önemli Bir Kısmı İletim ve Dağıtım Esnasında Kayboluyor"

          Bakan Fikri Işık, 2023 hedeflerine ulaşmak için her alanda verimlilik odaklı olmak gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti: "Verimlilik konusu enerji alanında daha bir önem kazanıyor. Bu kapsamda, yeni açıkladığımız KOSGEB destek paketiyle KOBİ'lere enerji verimliliği kapsamında verdiğimiz destek miktarını 30 bin liradan 50 bin liraya çıkardık. Böylece KOBİ'lerin sadece danışmanlık hizmetlerine değil uygulamalarına da destek vereceğiz. Enerji kullanımındaki verimlilikle birlikte, enerjinin iletim ve dağıtımındaki verimlilik konusu da önemli.

          Ülkemizde ürettiğimiz elektrik enerjisinin önemli bir kısmı ne yazık ki iletim ve dağıtım esnasında kayboluyor. Akıllı şebekelerde bulunan gelişmiş kontrol sistemleri sayesinde ise sistemde oluşan kayıp kaçak enerji oranını düşürmek mümkün. Bu kontrol sisteminin en temel öğesi olan akıllı sayaçlar, standart sayaçlardan farklı olarak, sahip olduğu haberleşme altyapısıyla çift yönlü veri akışına imkan sağlıyor. Böylece şebekenin anlık takibi yapılarak, oluşan problemler zamanında tespit edilerek çözülebiliyor."

          Sayaçların piyasaya arzının, muayenelerinin ve kullanımlarına ilişkin işlemlerin Bakanlık tarafından yürütüldüğünü aktaran Işık, standart sayaçlardan akıllı sayaçlara geçişi desteklediklerini, metrolojik (ölçüm bilimsel) altyapının güçlendirilmesiyle ilgili çalışmalarının sürdüğünü ifade etti.

          "Yerli Otomobili, Elektrikli Araç Olarak Belirledik"

          Türkiye gibi büyük ve iddialı hedefleri olan bir ülkenin, teknolojik değişimin etkilerine maruz kalan değil, değişimi yöneten ülkeler arasında olması gerektiğini vurgulayan Işık; "Bu nedenle akıllı şebekeleri sadece kullanan değil akıllı sayaçlardan yazılıma kadar gerekli her türlü ekipmanı üretebilen ve geliştirebilen bir ülke olmalıyız" dedi.

          Akıllı şebekelerin ölçümüyle birlikte, üretim ve Ar-Ge ayağında da çok güçlü bir şekilde yer almak istediklerini dile getiren Işık, akıllı şebeke sistemlerinin üretimiyle ilgili atılacak her adımın, ülkenin yüksek katma değerli üretim hedefine büyük katkı sağlayacağına işaret etti.

          Gerek yerli gerekse yabancı firmaları bu önemli alana yönlendirmek istediklerini ifade eden Işık; "Geçtiğimiz günlerde Başbakanımız İstihdam, Sanayi Yatırımı ve Üretimi Destekleme Paketini açıkladı. Bu paketle akıllı şebekeler gibi yüksek teknoloji sınıfında yer alan yatırımları öncelikli yatırımlar kapsamına aldık. Bu tarz yatırımlar Türkiye'nin neresinde yapılırsa yapılsın yararlandırılacak. Eğer bu yatırım içinde yapılıyorsa en yüksek teşvik olan verilecek. Ülkemizde yenilenebilir kaynaklardan enerji üretimini artırmak amacıyla 2012 yılında Konya Karapınar'da Enerji İhtisas Endüstri Bölgesini kurduk. Yine bu amaçla, Niğde ve Karaman'da güneş santralleri için Bakanlığımıza Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi kurmak için yapılan başvuruları değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.

          Fikri Işık, Bakanlık olarak üzerinde çalıştıkları en önemli projelerden birinin de tasarımı ve markası Türkiye'ye ait yerli otomobil üretimi olduğuna dikkati çekerek; "Yerli otomobili, geleceğin teknolojileri arasında görülen elektrikli araç olarak belirledik. Elektrikli araç üretiminde geliştirilmesi gereken en önemli unsurlardan birisi şarj istasyonlarıdır. Akıllı şebekeler, elektrikli araçlar için şarj istasyonlarında ortaya çıkabilecek sorunların üstesinden gelebilecek hızlı ve güvenilir bir şebeke altyapısına duyulan ihtiyaç için önemli bir çözüm olarak karşımıza çıkmaktadır" diye konuştu.

          Işık, TÜBİTAK'ın akıllı şebeke sistemlerinin temel bileşen ve teknolojilerinin Türkiye'de geliştirilmesi amacıyla Akıllı Şebeke Sistemleriçağrısına çıktığını anımsatarak, verilen destek rakamlarını yeterli bulmadıklarını, bu proje başvurularının artmasını ve daha fazla projeyi desteklemeyi hedeflediklerini dile getirdi.

          Bakan Işık, firmaları, Bakanlığın ve ilgili kuruluşların desteklerinden yararlanarak, bu önemli alana eğilmeye davet etti.

          sanayi.gov.tr kaynaklı haberimizi enerji sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.


          Tasarım Ofislerinin Ar-Ge Merkezleri Gibi Desteklenmesi Gündemde

          $
          0
          0

          Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık; "10 kişilik bir tasarım ofisi kuran bir şirketi aynen Ar-Ge merkezi destekler gibi destekleyeceğiz." şeklinde konuştu.

          Işık, "Ford Otosan Sancaktepe Ar-Ge Merkezi" açılışında Koç ailesini ve Ford Otosan'ı tebrik ederek, grubun başarısının ülkenin başarısı olduğunu söyledi.

          Otomotiv sektörünün Türkiye ekonomisinin aynası olduğunu ifade eden Işık, Türkiye'nin otomotiv endüstrisindeki teknolojik dönüşümün uzağında kalamayacağını kaydetti.

          AK Parti hükümetleri döneminde gayrisafi milli hasılanın (GSMH) 233 milyar dolardan 800 milyar dolar düzeyine yükseldiğini anımsatan Işık; "Ar-Ge harcamalarımızı 0,48'den yüzde 1 seviyelerine getirdik. Bunlar Türkiye için son derece önemli başarılardır ama bütün bunları Ford Otosan'la birlikte yaptık. Ford Otosan'ın başarısı Türkiye'nin hanesine yazıldı. Bunlar her birimizin ortak gurur duyması gereken sonuçlar ama Türkiye gibi bir ülkeye bu başarılar yetmez. Güçlü bir potansiyeli olan bir topluma bu başarılar yetmez, onun için 2023 hedeflerine odaklanmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

          Bakanlığın 2015-2018 dönemini kapsayan Sanayi Strateji Belgesi'ni hazırladığını belirten Işık, birinci dönem belgede yüzde 85'e varan başarının daha ileriye taşınmasının hedeflendiğini söyledi. Işık; "Şimdi 2. dönemde ise reform niteliğinde adımlar atıyoruz. Artık endüstrimize mühendislik doktorasını getirmek istiyoruz. Endüstride çalışan insanlarımız aynı zamanda doktora yapsın istiyoruz, artık uygulamalı yüksek lisansı getirmek istiyoruz. Artık üniversitede yükselme kriterleri arasında üniversite sanayi iş birliğini de bir kriter olarak koymak istiyoruz" diye konuştu.

          "Türkiye Genelinde 180 Ar-Ge Merkezine Ulaşıldı"

          Bilgi toplumuna ulaşmak için hükümet tarafından hayata geçirilen adımların sürekli güncellendiğini belirten Işık, şöyle devam etti: "Bu alanda hayata geçirdiğimiz en önemli alanlardan biri 2008 yılında çıkardığımız Ar-Ge Merkezleri Kanunu'dur. Ford Otosan'ın Ar-Ge çalışanı sayısına baktığımızda 2009-2010 arasında neredeyse ikiye katlanan bir sayı var. Her yıl belirli oranda artarken 2009'dan 2010'a geçişte sıçrama görüldü. Neden? Orada kanunu çıkardık ve dedik ki 'Ey Koç Topluluğu, ey Ford Otosan! Eğer sen Ar-Ge merkezi kurarsan senin yaptığın masrafların yaklaşık yüzde 40'ını devlet olarak ben finanse edeceğim.' Neden bunu söylüyoruz? Çünkü biliyoruz ki Ford Otosan kazanınca Türkiye kazanacak."

          Ford Otosan Sancaktepe Ar-Ge Merkezi ile Türkiye genelinde 180 Ar-Ge merkezine ulaşıldığını belirten Işık; "Hedefimiz 500 Ar-Ge merkezi. Ulaşılan sayı iyi ama yeterli değil" dedi.

          "Tasarım Ofisleri İle KOBİ'lere Destek Vereceğiz"

          Işık, KOBİ'lere yönelik Tasarım Merkezi yasa tasarısının meclise sevk edildiğini anımsatarak, şu bilgileri verdi: "Özellikle Ar-Ge merkezi açma imkanı olmayan KOBİ'lerimizin tasarım ofislerine yoğunlaşması ve bu yolla kendi ürünlerinin katma değerini yükseltip satmaya yoğunlaşmasını hedefliyoruz. Meclise sevk ettik ama yoğun gündem nedeniyle henüz gündeme alınamadı maalesef. Ama inanıyorum ki meclis açılır açılmaz ilk ele alınacak kanunların başında tasarım ofisleri gelecek. Burada 10 kişilik bir tasarım ofisi kuran bir şirketi aynen Ar-Ge merkezi destekler gibi destekleyeceğiz. Hatta profesyonel Ar-Ge merkezinden hizmet alan KOBİ'lerimiz de vergi avantajlarından yararlanacak. Bunları yapıyoruz çünkü artık üretimimizi inovasyona dayandırmak zorundayız."

          Son 12 yılda Türkiye'de orta sınıfın oranının yüzde 22'den yüzde 44'e çıktığını anlatan Işık, Türkiye'nin hızla refah toplumu olmaya ilerlediğini söyledi. Ar-Ge merkezleri Kanunu'na ilişkin bir yeni düzenlemeyi paylaşan Işık; "Araştırmacılarımız belirli bir saatte giriyor belli bir saatte çıkıyor. Onun dışında geçirdikleri zaman Ar-Ge'den sayılmıyor. Ama Ar-Ge'nin devamı niteliğinde olacak çalışmaları da artık Ar-Ge kapsamına alıyoruz. Bu, şirketlerimizin yoğunlaşmalarını sağlayacak. Bunun gibi pek çok adımı atacağız. Üniversitelerimizde Ar-Ge yapan hocalarımızın maalesef elde ettiği gelirlerin yüzde 50'si gidiyor. Şimdi diyoruz ki yüzde 5 Ar-Ge payı, yüzde 10 döner sermaye kesintisi… Gelir vergisini melir vergisini kestik. 'Hocam ürettiğin değerin gelirinin yüzde 85'ini kendin al' diyeceğiz. Niçin yapıyoruz bunu? Türkiye daha fazla Ar-Ge yapsın, inovasyona yoğunlaşsın diye yapıyoruz" bilgilerini aktardı.

          "Projeler İş Paketlerine Bölünerek Start-up Firmalarına Verilecek"

          Işık, artık devlete araştırmacı alarak Ar-Ge yapmanın mantıklı olmadığını, bütün projelerin iş paketlerine bölünerek start-up firmalarına verileceğini anlattı. Işık, Ar-Ge'de özel sektörü çok daha fazla oyunun içine çekeceklerini belirtti.

          TÜPRAŞ'ın özelleştirmesine karşı çıkanların yakalanan istihdamı ve üretim düzeyini görerek gelinen noktada mahcup olduklarını söyleyen Işık, aynı üretken mantığı Ar-Ge'nin yoğunlaştırılması için de uygulamak istediklerini kaydetti.

          Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden mezun olan gençlerin büyük şirketlerin iş tekliflerini geri çevirdiği gün Türkiye'nin üst lige çıkacağını anlatan Işık, çalışmaların tüm kulvarlarda sürdüğüne dikkati çekti.

          İlkokullara kod yazma derslerinin bir an evvel konulması için Milli Eğitim Bakanlığı'yla görüşme halinde olduklarını bildiren Işık; "Artık maliyetlerin önemli bir kısmı yazılım alanında… Bu çapa Türkiye'nin tamamını hazırlamak zorundayız. Teknolojiyi tüketen bir nesil değil, teknolojiyle dost ve bunun üzerine koyan, üreten bir nesil istiyoruz."

          sanayi.gov.tr kaynaklı haberimizi tasarım ofisi kuran şirketlerimiz başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          “Usta-Çırak” Geleneğini Canlandırdı, En İyi Fikir Ödülü Aldı!

          $
          0
          0

          Hızla büyüyen ve 2023 yılında 70 milyar liralık ciro büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen perakende sektörünün en önemli sorunlarından biri olan kalifiye eleman sorununa kalıcı çözüm Altunbilekler Marketler Zinciri’nden geldi.

          Altunbilekler, kalifiye elaman sorununu çözmek amacıyla geliştirdiği “Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesi” ile markette ‘Usta-Çırak’ geleneğini canlandırdı. Böylece çalışanlarına kariyer fırsatı da sunan Altunbilekler, hayata geçirdiği bu projeyle perakende sektöründe verilen “En İyi Fikir Ödülü”nü aldı.

          Daha iyisi için” sloganıyla yeni bir dönem başlatan Altunbilekler, çalışanlarıyla da fark yaratıyor. Çalışanları için Akademi kuran Altunbilekler, son olarak hizmet içi eğitimi de içeren “Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesi” ile ‘geçici bir iş’ olarak görülen Perakende sektöründe çalışanlarına kariyer yolunu açtı.

          Usta-çırak” geleneğini modern mağazalarına taşıyan projesi Altunbilekler Marketler Zinciri’ne Türkiye Perakendeciler Federasyonu (TPF) tarafından düzenlenen Yerel Zincirler Buluşması’nda (YZB), En İyi İnsan Kaynakları alanındaPerakendenin En İyi Fikirleri (PEF) Ödülünü getirdi.

          Proje kapsamında yetkin çalışanın nasıl olması gerektiğine ilişkin kriterler belirlenirken çalışanların görüşleri de dikkate alındı. Projenin uygulama aşamasında 5 mağaza müdürü ve her bölgeden 6 personel olmak üzere 30 kişilik bir kültür takımı oluşturuldu. İlk etapta marketteki her reyon için ayrı ayrı beyin fırtınası seansları gerçekleştirildi. Seanslarda çalışanlar ve yöneticilerle ürün hizmet sunumunun nasıl olması gerektiği, satış sırasında nelere dikkat edilmesi gerektiği, müşterinin beklentileri, mesleğin zor yönlerinin neler olduğu gibi pek çok konu gözden geçirildi. Toplanan bilgiler eğitim materyallerine çevrilerek CD’ler ve kitapçıklar halinde mağaza müdürlerine dağıtıldı. Projenin sonuçlarının değerlendirilebilmesi için de bir performans değerlendirme sistemi oluşturuldu. Projenin uygulanmasıyla şu sonuçlar elde edildi;

          Mağaza müdürleri ve çalışanlar arasında etkin iletişim sağlanırken mağaza yöneticilerinin, aynı zamanda birer eğitimci olmaları gerekliliği içselleştirdi. Mağaza süreçleri ve ürün plan programlarında standardizasyon, mağaza operasyonel süreçlerinin daha etkin yönetilmesi sağlandı. Çalışanların ürün bilgisine hakimiyeti arttı ve hizmet kalitesi ile müşteri memnuniyeti arttırıldı. Çalışanların ihtiyaçları belirlendi ve organizasyonun ödül ve ceza sistemine ilişkin yeni veriler elde edildi. Ast-üst ilişkileri geliştirilirken, çalışanların kendilerini geliştirmelerinin ve kariyer hedefleri oluşturmalarının önü açıldı. Çalışanların iş motivasyonlarına olumlu katkıda bulunan projeyle kariyer planlama, terfi, nakil ve üstün başarılı gibi durumların değerlendirilebilmesi için veriler elde edildi.

          Proje kapsamında, mağaza müdürlerinin sorumluluğunda 8 ay devam eden eğitimlerin yanı sıra yılda 4 kez de performans değerlendirme sistemi uygulanıyor.

          “Çalışanına Yatırım Yapmayan Ayakta Kalamaz”

          Altunbilekler Akademi’nin kuruculuğunu üstlenen ve Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesi’ni bizzat yürüten Altunbilekler İnsan Kaynakları, İş Geliştirme ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Öznur Altunbilek, çalışanlarına yatırım yapmayı ilke edindiklerini söyledi.

          Türkiye’nin 3. büyük sektörlerinden biri olan perakende sektöründe artan rekabet ortamının firmaları “farklı olmaya” ittiğini vurgulayan Öznur Altunbilek; “İşini doğru yapmayan, geliştirmeyen, yenilemeyen, çalışanına yatırım yapmayan perakendecilerin gelecekte ayakta kalmaları mümkün olmayacaktır” dedi. Altunbilekler Akademi’nin ve ödüllü projelerinin tüm perakende sektörüne faydalı olacağına inandığını ifade edenÖznur Altunbilek, şunları kaydetti:

          Modern çağın ihtiyaçlarına ve hızına ayak uydurabilmek için teknolojik altyapı önemli. Ama teknolojiyi kullanan insan unsuru daha da önemli… Bugün sektörün en önemli problemi işimizin bir meslek olarak görülmemesidir ki bu da sektörde bir eksikliktir. Yarın da sektördeki yerimizi korumak istiyorsak çalışanımıza yatırım yapmalıyız. Çalışanına yatırım yapmayan, onları geliştirmeyen şirketler sektörde yerlerini yitireceklerdir. Sabah mağazayı açan, müşteriyi karşılayan, müşteriyi uğurlayan çalışanlarımızdır ve Altunbilekler olarak farklılığımızı çalışanlarımızla yaratma gayretindeyiz. Bu farklılığı ve farkındalığı kazandırmak için Akademi ile çalışanlarımızı sürekli geliştiriyor ve eğitiyoruz. Altunbilekler Akademi’de yöneticiler ve mağaza müdürleri eğitilirken, çalışanların eğitimleri ise mağaza müdürleri tarafından sahada veriliyor.

          Yetkin Çalışan ve Performans Yönetimi Projesini perakende sektöründeki kalifiye eleman azlığı, perakendeciliğin bir meslek olarak algılanmaması ve çalışan sirkülasyonu gibi sorunların çözümü amacıyla geliştirdik. 2 milyonu aşkın kişinin istihdam edildiği perakende sektörünün bugün geldiği noktada insan kaynakları açısından yetersiz kalmasından hareketle geliştirilen proje ile sadece çalışanların eğitimi değil kariyer planlama, terfi, nakil gibi profesyonel insan kaynakları uygulamalarının da sektöre entegre edilmesi amaçlandı. Personel sayısının fazlalığı nedeniyle projede geleneksel “usta-çırak” modeli yeniden canlandırıldı. Bu projede bu konuya ne kadar önem verdiğimizi gösteriyor. Projenin sadece Altunbilekler’e değil tüm perakende sektörüne faydalı olmasını diliyorum.

          Haberimizi perakende sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          İSO: Yeni Ekonomik Hikaye İçin Eximbank Desteği Önemli!

          $
          0
          0

          İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi nisan ayı olağan toplantısı, “İhracat ve Sanayi Odaklı Yeni Bir Ekonomik Hikayede Finansmanın Rolü ve Önemi” ana gündemi ile İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay başkanlığında gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya Türk Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan konuk olarak katıldı.

          Bahçıvan konuşmasında, 2023’te ihracatçılara 80 milyar dolar destek sağlama hedefi taşıyan Eximbank’ın sanayicilerin rekabet gücüne ve katma değer yaratma kapasitesine sağlayacağı katkının nicelik ve nitelik olarak artmasını umut ettiklerini söyledi. Euro Bölgesi’nde düşük talep, Rusya ve Orta Doğu’da yaşanan jeopolitik çatışmalar, sermaye hareketlerinin yavaşlaması ve kurdaki belirsizlikler gibi faktörlerin ihracatçıların ve sanayicilerin karlılığını sınırlandırdığına dikkat çeken Bahçıvan; “İçinde bulunduğumuz finansal çalkantı döneminde ihracatçı sektörlerimizin desteklenmesi çok önemli bir ihtiyaç. Ekonomik büyüme için para politikalarının, düşük talep sorununu çözecek ve potansiyel büyümeyi artıracak adımlarla desteklenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

          Uzun Vadeli İşlemlerde Sigortalanan İşlemler Artmalı

          İSO olarak her fırsatta Türkiye ekonomisinin yeni bir hikaye yazmak zorunda olduğunu söylediklerini hatırlatan Bahçıvan; “Yeni ekonomik hikaye ileri teknolojiyi, katma değeri yüksek ürünlere dayalı üretimi esas alıyor. Bu noktada Türk Eximbank gibi ihracat kredi kuruluşlarının sağlayacağı destek çok önemli. Şu anda reel sektör bakımından en kritik ve kırılgan nokta; firmaların bilançolarındaki yabancı kaynaklı borçlanmadan oluşan plasman yapısı. Türk Eximbank’ın ‘İhracat Kredi Sigortası Programları’ çerçevesinde ihracatçılarımızın yurtdışı satışlarından kaynaklanan alacaklarını güvence altına alınması, yeni pazarlara açılabilmemiz ve mevcut pazarlarımızı koruyabilmemiz açısından çok önemli” dedi.

          Eximbank’ın ihracatçılara daha yakın olmak için gerçekleştirdiği açılımları memnuniyetle karşıladıklarını da dile getiren Bahçıvan, bankanın özellikle KOBİ’lere yönelik döviz kredilerinde sağladığı faiz indirimlerinin zorlu maliyet koşullarına yönelik duyarlılığının bir göstergesi olduğunu da söyledi. Bahçıvan; “Eximbank’ın uluslararası işbirliklerine girmesi ve yurtdışından doğrudan finansman sağlaması için statü değişiklikleri yapılmalı, daha yaratıcı bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır” diye konuştu.

          Dolardaki yükselişten bahseden ve son zamanlarda ekonomik olarak kritik dönemlerden geçtiğimizi ifade eden İSO Meclis Başkanı Zeynep Bodur Okyay ise şunları dile getirdi: “Türk Eximbank’ın verdiği destekle 2 kere 2’yi 8 yapmaya çalışıyoruz. Sanayide yeni bir hikaye yazmanın peşindeyiz. İSO olarak sanayi odaklı bir dönüşümün mümkün olduğunu düşünüyoruz. Bunun için kaynak politikaların yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. İhracatta daha fazla yerli katkının artırılmasını arzu ediyoruz. Nitelikli ihracatı artırmayan bir Türkiye, patinaj yapmaya mahkum kalır.” İhracatçının finansman sıkıntısının aşması için Türk Eximbank’ın önemine değinen Okyay, 2000’li yıllarda yazılan başarılı hikayenin ardından bugünkü zorlu koşullarda yeniden bir başarı hikayesi yazılabileceğini sözlerine ekledi.

          Eximbank Genel Müdürü Hayrettin Kaplan yaptığı konuşmada Dünya ve Türkiye ekonomisinin genel gidişatını değerlendirdi. Kaplan, kurun aynı seviyede kalması halinde ihracatı 12 milyar dolar, ithalatı da 12,5 milyar dolar aşağı yönlü etkileyeceğini söyleyerek küresel kriz sonrası dünyada potansiyel büyümenin düştüğüne ve kriz öncesi büyüme trendine dönülemediğine de dikkat çekti. 2014 yılında büyümeye en büyük katkının ihracatçıdan geldiğini hatırlatan Hayrettin Kaplan buna karşın Türkiye’de yatırımların payının diğer gelişen ülkelere kıyasla düşük seyretmeye devam ettiğini kaydetti.

          Kaplan konuşmasında “Düşük yatırımlar imalat sanayi üretiminin artmasını sınırlandırıyor. Türkiye’nin dünya ihracatından aldığı payın artışı durdu. Bu payın artması sanayide verimliliğin artmasına bağlı. Verimlilik artışı da yatırımlara bağlı olarak gerçekleşiyor” dedi. Hayrettin Kaplan son dönemdeki kur artışının rekabet gücü kazandırarak ihracatı olumlu etkilediğini ancak bu etkinin kur artışının enflasyona yansımasıyla ihracatçıların maliyetini artırdığını dolayısıyla kısa vadeli olacağını belirtti.

          İhracat sektörüne 2014 yılında toplam 31,1 milyar dolar kredi/sigorta desteği sağladıklarını vurgulayan Türk Eximbank Genel Müdürü Kaplan, yeni geliştirdikleri ürünlerden örnekler verdi. Bu örnekler arasında reeskont kredisi, sevk sonrası reeskont kredisi, ihracata yönelik yatırım ve işletme sermayesi kredisi, marka kredisi, kısa vadeli yurt içi kredi sigortası ve alıcı kredisi programları bulunuyor.

          Sanayicilerin Türk Eximbank’a önerileri maddeler halinde şöyle:

          • Orta vadeli sermaye malı ihracatı odaklı alıcı kredileri programları genişletilmeli,
          • Yüksek teknolojili ürün ihracat kredi programları uygulanmalı, yurt dışında yatırım yapan, katma değeri yüksek ürün ihraç eden, Ar-Ge ve Ür-Ge harcamaları olan firmalar azami ölçüde desteklenmeli,
          • Sermaye malı ihracatında navlun-lojistik-depolama finansmanı için özel programlar çerçevesinde 1 yıl vadeli satıcı kredileri kullandırılmalı,
          • Kısa vadeli sevk öncesi ve sevk sonrası kredi vadeleri korunmalı, faiz oranları asgari seviyelerde (DTÖ kuralları ile uyumlu) uygulanmalı, teminat mektubu tutarının yüzde 95’ine kadar kredi kullandırılmalı,
          • Kendi markası ile ve kendi perakende birimleri ile yurt dışında satış yapacak olan ihracatçılara 2 yıl vadeli paket programlar içinde ihracat kredisi kullandırılmalı, Turquality programında tarif edilen iş aşamaları ile uyumlu kredilendirme sağlanmalı,
          • Yakın ve komşu pazarlar ile yeni pazarlarda ve Serbest Ticaret Anlaşması imzalanacak/imzalanan pazarlarda seçilmiş bankalar ile yapılacak işbirlikleri kapsamında Alıcı Kredileri sigortalanmalı,
          • Satıcı kredilerinin sigortalanmasında KOBİ sigorta primleri indirilmeli,
          • Yakın ve komşu pazarlar ile yeni pazarlarda ülke programları kapsamında ihracat alacakları ticari ve politik risklere karşı sigortalanmalı,
          • Yurtdışı taahhüt işleri yapanlar ile ihracatçıların sorunlu hale gelen ihracat alacaklarının tahsilatı için uluslararası kurum ile de işbirliğine gidilerek bir tahsilat sistemi kurulmalı.

          Haberimizi ihracat ve sanayi sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Gedik Girişimcilik 2015 Zirvesi 29 Nisan'da Gerçekleşti!

          $
          0
          0

          Girişimicliğin yaygın bir biçimde geliştirilmeye çalışıldığı günümüzde genç insanların girişimci düşünce yapılarını harekete geçirmek ve girişimcilik kültürünü oluşturma ve yaygınlaştırma amacı ile İstanbul Gedik Üniversitesi "Girişimcilik Kulübü" tarafından düzenlenen Gedik Girişimcilik 2015 Zirvesi, 29 Nisan 2015 Çarşamba günü Gedik Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu konferans salonunda gerçekleştirildi.

          Gedik Üniversitesi Girişimcilik Kulübü'nün düzenlemiş olduğu 2015 Girişimcilik Zirvesi sinerjisi yüksek bir katılımcı grubu tarafından izlenildi. Açılış konuşmasını yapan Kulüp Başkanı Yusuf Hacıcaferoğlu'nun ardından Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Berrak Kurtuluş'un konuşmasıyla devam eden program İstanbul Milletvekili Osman Boyraz'ın ve Tuzla Belediye Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Çeliker katılımcılara yönelik konuşmalarını gerçekleştirdi.

          Gedik Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik'in konuşmalarının ardından Desnet Yazılım Ceosu, Televizyon Programcısı ve Sunucusu, Köşe Yazarı Ömer Ekinci'nin gençlere yönelik sunumu ile devam eden programda katılımcılar birbirinden farklı hikayeleri ve örnekleri dinleme imkanı buldular. Eğitimin ve öğretimin önemine değinilen akademik yaşamın toplum yaşamı için ne kadar önemli olduğu vurgulanan, bu ve buna benzer etkinliklerin sürekli olarak yapılmasının kıymetinin vurgulandığı program Dimes, Ofçay ve Gagoz'un ikramlarının yanı sıra British House'da İngilizce eğitimine destek vermek maksadıyla stand açmak suretiyle hizmet verdiler. Program katılımcılara TEMA Vakfı tarafından isimlerine dikilmiş fidanların beratının takdimi ve günün anısına çini tevdi edildi.

          Program ardından isteyen öğrenciler konuşmacılarla fotoğraf çekildi ve bu değerli konuklarla keyifli bir çay sohbetinde akıllarda kalan soru işaretleri giderildi. 

          Haberimizi tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          3. Sosyal Medya Zirvesi İstanbul'da Gerçekleşti!

          $
          0
          0

          İlki Marmara, ikincisi İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Sosyal Medya Zirvesi’ etkinliğinin üçüncüsü 24 Nisan Cuma günü İstanbul Şişli Kent Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi.

          Günümüz dünyasının parlayan yıldızı sosyal medya ve dijital mecralar üzerine merak edilen birçok konunun konuşulduğu etkinlikte alanında uzman birçok konuşmacı yer aldı. Zirve içeriği ve konuşmacılarıyla büyük ilgi gördü. Açılışını Moof Dijital Pazarlama Ajansı Kurucusu Yasin Kaplan ve Littera Ajans Kurucu Ortağı Tuba Tırın’ın gerçekleştirdiği etkinlikte, altı oturum ve iki panel gerçekleşti.

          İlk oturum Yalçın Arı ile başladı. En çok ilgi gören oturumlardan biri Bilgi ÜniversitesiÖğretim Üyesi Ercüment Büyükşener'in oturumu oldu. ‘Nedir bu sosyal medya?’ sorusuna değinen Ercüment Büyükşener; sosyal medyanın ne olduğunun yanı sıra ne olmadığının da altını çizerek, dikkat edilmesi gereken noktalara değindi.

          Gazeteci Deniz Ergürel, bizi dört duvar arasına hapseden eski habercilik anlayışının değişim ve dönüşümünü paylaştı ve hemen ardından, ‘Sosyal Medya’nın Sosyolojisi’ sunumu ile akademik bilgisini sosyal medya ile harmanlayan Başak Temel, sosyal medyanın ve sosyolojinin birbirini ne denli etkileyip dönüştürdüğünün örneklerini paylaştı.

          Türkiye’de ilk Sosyal Medyada hakaret davasını kazanarak emsal teşkil eden Manken ve Şarkıcı Nilay Dorsa; hukuksal süreç detaylarını anlatarak, ünlülerin hayran kitlesi ile doğru sosyal medya iletişimi kurması üzerine konuşma yaptı.

          Beybin Esen moderatörlüğünde gerçekleşen “içerik pazarlaması” konulu oturumda; Devletşah Özcan, Fatmanur Erdoğan ve Hakkı Alkan konuk oldu ve içerik pazarlaması üzerinde keyifli bir söyleşi gerçekleşti. Günün son oturumunda ise “Sosyal Medya’da Kitle İletişimi” konuşuldu. Sosyal medya fenomenlerinden, Halil Söyletmez, Nafer Ermiş ve Şahangiller konu üzerine deneyimlerini paylaştılar. Uluslararası boyutta büyüme hedefiyle ilerleyecek zirvenin dördüncüsü 2015 Aralık ayında düzenlenecek.

          Sosyal Medya Zirvesi hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz www.sosyalmedyazirvesi.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

          Haberimizi sosyal medya sektöründe faal okurlarımız başta olmak üzere tüm okurlarımızın ilgi ve bilgisine sunuyoruz.

          Viewing all 513 articles
          Browse latest View live